Her sabah olduğu gibi yine dükkanımı açmıştım. Yaptığım iş ise kitapçılıktı. Cadde kenarında ufak bir kitap dükkanı işletiyordum. İşimi tek başıma ve severek yapıyordum. Sabah vakti etraftaki insanlar ya işlerine yetişmeye çalışıyorlardı ya da öğrenciler okullarına erken bir vakitte gitmek üzere sabah üzeri yollardaydı. Cadde üzerinde dükkanlar ,bankalar ve iş merkezleri gibi yerler vardı. Benim de dükkanım onların aralarında bir yerlerdeydi. Sabah tezgahımın önünde oturmuş hem gazetemi okuyor hemde etrafı izliyordum.
Karşı tarafta yaşlı bir adam nedense dikkatimi çekmişti. Bu adam beyaz saçlı beyaz bıyıklı orta boylarda bir adamdı. ve Bankadan içeri girmişti. Saat ise on bir civarıydı. Etrafı seyrederken o yaşlı adamında ister istemez bankadan çıktığını gördüm. Yaşlı adam işin garip tarafı çok net bir şekilde hatırlamama rağmen eli boş içeri girmişti. ve çıkarken elinde bir çantayla çıkmıştı. Garip bir durumdu. Fakat bu durum beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Neden bu kadar önemsediysem.
Bir gün daha başlamıştık. Yine her zaman olduğu gibi dükkanımı erken bir vakitte açmıştım. Kapının önünde oturmuş çayımı yudumluyordum. Yine yaşlı adamı görmüştüm. Saat yine on biri gösteriyordu. Yaşlı adam eli boş bir şekilde bankadan içeri girmişti. Yarım saat durduktan sonra yine elinde bir çantayla çıkmıştı. Bu adam neyin nesiydi ? Ne diye bu saatte her gün bankaya geliyordu ? bilmiyordum... Fakat bu hiç mi hiç beni ilgilendirmiyordu. Sadece işimi ve kazanacağım parayı düşünmeliydim.
Sabah vakti yine dükkanımı açmıştım. Bakalım bugün de yaşlı adam aynı saatte bankadan içeri girecek miydi. Saat on bir olmuştu. Yine tam saatinde yaşlı adam elinde hiç bir şey olmadan bankadan içeri girmişti. Yirmi dakika kadar kaldıktan sonra her zaman olduğu gibi elinde bir çantayla dışarı çıkmıştı. Sanırım çok zengin birisiydi ve her gün yüklü miktarda para çekiyordu. Yüklü bir miktarda parayı anca bu şekilde bitirebilirdi. Takip ettiğim kadarıyla bu gidip gelmeler iki haftadır devam ediyordu. Artık işin aslını ve astarını öğrenmenin zamanı gelmişti. Bankada tanıdığım bir arkadaşım vardı. Bu yaşlı adamın olayını ilk ağızdan anca ondan öğrenebilirdim. Neyin nesiymiş? Ne diye geliyormuş? gidip hepsini soracaktım. Bir kere aklıma takılmıştı. Öğrenmeden duramazdım.
Ertesi sabah ,mesai saatleri içerisinde bankacı arkadaşıma o yaşlı adamın kim olduğunu sormak için bankadan içeriye girdim. Bankada üst seviye de olduğu için şube de neler olup bitiyor hepsinden haberdar olan bir bankacıydı. Hal hatır sorduktan sonra esas mesele olan yaşlı adamın kim olduğunu sormuştum. Verdiği cevap karşısında çok şaşırmıştım. Çünkü öyle bir adamın olmadığını ima etmişti. İstersem herkese sorabilirmişim. Öyle bir adam ne buraya geliyormuş ne de yüklü bir miktarda para çekiyormuş. Islarla böyle bir adamın olmadığını söylüyordu. Ona inanmalımıydım bilmiyordum. Kafam allak bullak olmuştu. Hemen dükkanıma gitmiştim. Hala öyle bir adamın olduğuna inanıyordum. Yarın sabah o adam bankaya gelecek miydi bunun düşüncesine kapılmıştım.
Bu sabah hava biraz soğuktu. Malum kış yaklaşıyordu. Her zaman ki gibi yine ilk işim, işimi yerine getirip dükkanımı açmaktı. Bugün sadece kafam da o yaşlı adamın bankaya gelip gelmeyeceği vardı.
Saat on biri geçmişti ve bankaya ne gelen vardı ne de giden o yaşlı adam ortalıklarda gözükmüyordu. Ya yaşlı adam çok önemli bir kimliğe sahipti ya da gizli bir iş yapıyordu. Onu araştırtığımı anlayınca büyük bir ihtimalle kendisini farklı bir merkeze yönlerdirmişti.
Bir kaç dakikalığına para bozdurmak için dükkandan ayrılmıştım... Geri döndüğümde ise içeri de bir adam duruyordu. Bu adam bankacı arkadaşımdı.
-Yaşlı adamın kim olduğunu merak ediyordun ya dur sana göstereyim.
Birden poşetinden giyecek ,takma bıyık ve saç çıkarmıştı . Bunlar beyaz saç beyaz bıyık ve yaşlı kıyafetleriydi. Anlamıştım ki o yaşlı adam aslında bankacı arkadaşımmış gördüklerim karşısında şaşkına dönmüştüm. Son olarak her gün bankadan çıktığı çantanın içerisinde ne olduğunu sormuştum.
Cevabı ise hayli bir garip olmuştu.
' Hiç bitmeyecek bir hayat var' demişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder