7 Ekim 2010 Perşembe

Bir Gece Yarısı...

   Bir gece yarısı ,karşı evde oturan komşumu öldürmüştüm. Böylelikle sabrın bir yere kadar direnebildiğini anlamış oldum. Daha fazla dayanamadım bir gece yarısı evine gizlice girip onu yastıkla boğarak öldürmüştüm.
Sürekli sinirlerimi bozuluyordu. Hayatıma karışıp düzenimi yıkmaya çalışıyordu. Her zaman çok bilen ,çok sevilen çok eğlenceli biri olduğunu zannediyordu. Her yerde en iyisinin kendisi olduğunu varsayıyordu. Bu insan dünya için bir fazlalıktı. ve bu fazlalığı bir gece yarısı ortalıktan kaldırmıştım. Dünyamızdan silmiştim. Sonunda  ismeyerek de olsa görmek zorunda olduğum bir komşum yoktu.
  Bir gece yarısı önümde bir ceset duruyordu. Onu burada bırakamazdım .Çünkü her tarafa izimi bırakmıştım. Onu bu evden götürmeliydim. Bir cesetle ne yapabilirdim ? Onu parçalara ayırabilirdim. Bir deniz kenarına atabilirdim. Evin bir köşesinde saklayabilirdim. Fakat bunları yapamazdım. Parçalayabilmem için ne elimde bir alet ,denize kenarına atabilmem için de ne bir arabam vardı. En iyisi onu evin arka bahçesine gömmeliydim. İlk önce ölü komşumu kimse görmeden  bu evden çıkarmalıydım. Dışarıyı iyi kontrol etmeliydim. Sonra elimde kazma ve kürekle onu arka bahçeme gömebilirdim.
  Bir gece yarısı elimde bir cesetle dışarıdaydım. Onu arka bahçeye götürmem bir dakika sürecekti. Bu zaman diliminde kimseye görünmeden onu arka bahçeye getirip gömebilirdim. Çünkü  gece vakti  arka bahçeyi benden başka kimse göremezdi. Yaslıkla boğarak öldürdüğüm komşum ilelebet susmuştu. Artık en iyisi o değildi. Bu laubali tarafı onun ölümüne giden en temiz yol olmuştu. Bir daha  benim yanımda böyle bir insan asla olmayacaktı.
  Bir gece yarısı elimde kazma ve kürekle birlikte ,arka bahçe de bir ceset için çukur açıyordum. Onu beyaz bir jelatine sardıktan sonra ,temiz bir şekilde gömecektim... Çukuru iyice genişlettim. Biraz daha enini ayarladıktan sonra artık eski komşuma veda edebilirdim.  Sonunda çukur işini halletmiştim. Tek bir hamleyle onu çukura atıp üstünü örttükten sonra evimin yolunu tutabilirdim.
Güzel ve temiz bir çalışmayla onu ilk önce öldürüp sonra da bir güzel gömüp ilelebet kurtulmuş oluyordum. Artık çevremizde en iyisiyim edasıyla dolanan bir insan olmamış olacaktı. Nihayet huzura kavuşmuştum.
Günler sonra...
   Bir gece yarısı ,öldürdüğüm komşumun evine sürekli birileri geliyordu. Bu gelip gitmeler günlerce devam etti. Sanırım bunlar  yakın arkadaş veya akrabaydı. Birşeylerden işkillenip polise haber verdiler. Polis olay yerine gelip eve zorunlu bir giriş yapmıştı. Evde kimseyi bulamamışlardı. Fakat kimse onun bir yerlere gittiğine inanmıyordu. İş yerinde ki arkadaşları akrabaları ailesi ondan haber alamıyordu. Akıllarında hep iki soru işareti dolanıyordu. Ya onu birileri kaçırmıştı ya da vahşi bir biçimde öldürülmüştü.
Polis işin peşini bırakmayıp çevrede ki tüm hanelere sorgu ve suale tutuyordu. Bir an önce harekete geçmeliydim. Polisler ,olayın en ince ayrıntısına kadar araştırma yapıyordu. ve bir cinayetten söz edip duruyolardı. Çevredekiler en yakın arkadaşı olarak beni gösteriyorlardı ve bu yüzden polis bu kaybolma hakkında sürekli üzerime geliyordu. Onlar durumu anlamadan işimi tamamen bitirmeliydim.
   Bir gece yarısı ,arka bahçedeki çukuru  açıp o cesetten kurtulmalıydım. Kazmaya başlamıştım. İşaretlediğim yerden hızlı bir şekilde kazıyordum. Nasıl bir telaş yaptıysam çok hızlı hareket ediyordum. Seri bir şekilde kazmama devam ediyordum. Durmadan eşeleyip kazdım. Kazdıkça kazıyordum.
Kazımın sonucuna varmıştım.ve hayretler içerisindeydim .Çünkü gömdüğüm ceset yerinde yoktu. Üzerimden soğuk terler boşalıyordu. Paniğe kapılmıştım. Bu durumda adam ölmemiş oluyordu. Bu adam buradan nasıl çıkmıştı? Nasıl ölmeyip bir hayalet gibi iz bırakmadan öylece çıkıp gitmişti ? Bu adam neredeydi ? Peki şimdi ne olacak ? Onu öldürdüğüme kesinlikle emindim. Gömdüğüm adam nereye gitmiş olabilirdi? Kafam çok karışıktı. Ne olacak nasıl olacak hiç birşey bilmiyordum.
ve birden...

devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder