6 Ekim 2010 Çarşamba

Özgürlüğün Tadı...

   Gökyüzünde özgürce uçabiliyordum. Aileme de istediğim yerden özgünce yiyecek getirebiliyordum. Biz kumrular için yavru beslemek  her zaman çok zor olur. Çünkü annesinden başka koruyacak ve korunacak yerleri yoktur. Çabuk avlanırlar ve fazla zorlurlağa dayanamayıp ölürler.
    İki tane yavrum vardı. Onlara gözüm gibi bakıyordum. Sürekli ısıtıp yiyeceklerini eksik etmiyordum. Güzel bir ağaç dalına da yuvamızı yapmıştık. Nasıl özgürce kanatlanıp uçabiliyorsam yavrularımda bu güzel anı ileri de yaşayacaklardı. Yaşadığımız ormanlık alan biraz tehlikeliydi. Hayvanlar tarafından değil de insanlar tarafından tehlike içerisindeydik. Çünkü onların takvimine göre av zamanıydı. Onların kanaatine göre bura avlanacak en güzel alandı. Bu yüzden sürekli tehlike altındaydık. Yavrularıma ve kendime çok dikkat etmeliyidim.
   Avcılardan kaçabilmek için her yolu deniyordum. Nereye gitsem başka biriyle karşılaşıyordum. Bu sondu artık başka yere gitmeyecektim yavrularımı oradan oraya taşımaktan usanmıştım .Özgürlüğümün tadını biraz daha çıkarıp gökyüzünde dans edebilirdim. İstediğim yere konup istediğim yere gidebilirdim. Yavrularınma da yemini hiç eksik etmiyordum.
Kışlar bizim için biraz daha sert geçiyordu. Kanatlarımın altına sığınmaktan başka elimizden birşey gelmiyordu. Avlanmak ve kış bizim en büyük düşmanımızdı. Onlarla da başa çıktıktan sonra gökyüzü ve o sonsuz mavilik sadece bizim oluyordu. Sanırım özgürce kanatlanıp uçmak dünyanın en güzel hareketiydi.
   Yavrularımı ısıttıktan sonra karınlarının acıktığını farkettim. Tabi birazda onları sevip oynamam da gerekiyordu. Fazla bir süre geçmeden onlara yiyecek bulmaya gidebilirdim. Yerlerinde duramıyorlardı. Çok acıkmışlardı. Daha ufacık yavrular az da olsa aç kalmayı becermiyorlardı.  Onlara yiyecek bulmak için kanat çırpttım. Daha gökyüzünde dalgalanmadan avcıların av kurşununun hedefi olmuştum. Halbuki ortalık çok sessizdi . Etrafta da hiç bir insan yoktu nereden çıkmıştı bu insan evladı ? Neden beni seçmişti. Neden biz hayvanları yiyecek bir besin olarak kullanıyolardı. Kuşları avlamak çok hoşlarına gidiyor olmalı ki vurduktan sonra da doyasıya gülüyolardı. Bu gökyüzüne son kanatlanıp uçuşumdu. Bir daha ne yavrularımı göre bilecektim ne de o derin gökyüzünde dalgalanıp doyasıya uçabilecektim.
Artık ölü bir kuştan fazlası değildim.


Bu konu Av Zamanı hikayesiyle birbirine bağlantılıdır. Her iki bakış açısı da kullanılmıştır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder