28 Ekim 2010 Perşembe

Deli...

   Bugün hiç tanımadığım bir kişi ,beni tanıdığını ima ederek çok özlediği dile getirdi. Herşey sabah yolda yürürken hiç beklemediğim bir anda onun karşına  çıkmasıyla başladı. Samimi bir şekilde lafa girerek nerelerde olduğumu ve hiç gözükmediğimi söyledi. Bende delidir herhalde diye öylece geçiştirmeye çalıştım. Fakat beni tanıdığından o kadar emin ki neler yaptığımızı ne kadar iyi bir dost olduğumuzu söyleyip söyleyip duruyordu. Deli diye pek üstüne varmıyordum. Deli olmasa bile öyle olduğunun kanaatindeydim. O kadar ısrarcıydı ki ne yapsam peşimi bırakmayacaktı. Bende ona uyup bir günü mü deliler gibi geçirmeye karar verdim. Onunla arkadaş görünüp dolaştıktan sonra onu geldiği yere bırakacaktım. Bakalım deliyle bir gün nasıl geçecekti.    Sürekli hikayeler anlatıp duruyordu. O kadar iyi arkadaşmışız ki günlerimiz hep beraber geçiyor ve kardeşlikten de öte dostluk bağımızın olduğunu ima ediyordu. Daha yeni tanıdığım deli arkadaşım , sözde beni her zaman yemek yediğimiz yere götürmek istiyordu. Oraya gittik ve güzelce yemeğimizi yemiştik. Çok acayip tavırları vardı fakat şu an tanıdığım kadarıyla kötü huyu hiç susmamasıydı. Anlattıkça anlatıyordu. Ben bile geçmişte ne kadar iyi bir arkadaş olduğumuza neredeyse inanacaktım. Bundan sonra sözde beni her zaman takıldığımız bir kafeye oyun alanına götürmek istiyordu. Onu da kabul ettim ve dediği yere gitmiştim. Deli olmasına rağmen çok eğlenceli ve düzgün bir insandı. Keyifli dakikalar geçiriyor ,oradan oraya giderek günümüzü gün ediyorduk. Hiç tanımadığım bir insanla vakit geçirmek acayip bir duyguydu. Onunda beni tanıma sıfatıyla yanımda durması bambaşka bir olaydı. Ne yapıyor ne ediyor günümüzü hiç durmadan gezerek geçiriyorduk.    Hiç bilmediğim yerlere götürmüştü beni sürekli bunları şöyle yaptığımızı oraya buraya gittiğimizi anlatıyordu. Bende içimden vay be ne insanmışım deyip duruyordum. Oradan oraya giderek akşamı da getirmiştik. Artık ayrılma vaktinin geldiğini düşünüyordum. Bir daha görüşemeyeceğimizi karşıma çıkmaması gerektiğini nasıl söylecektim bilmiyordum. Tam konuya girecektim ki son olarak ailesiyle tanışmamı rica etmişti .Onları da görüp ziyaret etmemi hallerini hatırlarını sormamı istiyordu. Ona göre geçmişte ailesini çok seviyor ve bu ziyaretleri sıkça yapıyormuşum. Ailesinin de beni çok sevdiğini ve ne zamandır da görüşemediğimizi söylüyordu. Bende son istediğini kırmayıp ailesini ziyaret etmeyi kabul ettiğimi ve bir an önce hasret giderip evime dönmek istiyordum. Deli olmasına rağmen bu adamın ikna kabiliyeti bir o kadar kuvvetliydi.     Tenha ıssız bir sokaktan içeri girmiştik sokak bana biraz garip gelmişti. Çünkü gereğinden daha fazla karanlık ve sokakta yıkık dönük binaların bulunduğu çoğu dairede de kimsenin oturmadığını çok net bir şekilde görebiliyordum. Fakat hiç sesimi çıkarmayıp söylediği yere gidecektim. Bakalım ailesi nasıl insanlar tanıyıp öğrenecektim. Aklıma da kötü bir düşünce  de getirmek istemiyordum. Sokakta biraz yürüdükten sonra ortalarına doğru eski püskü bir binadan içeri girmiştik. Ailesinin üçüncü katta oturduğunu söylemişti. Yavaş yavaş adımlarla merdivenlerden yukarı doğru çıkıyorduk. Apartman o kadar sessiz ve o kadar rutubetliydi ki sanırım onlardan başka kimse burada yaşamıyordu... Üçüncü kata varmıştık ve kapıyı hafifçe vurduk. Kapıyı güler yüzlü bir insan açmıştı. Evden içeriye bir kaç adım attıktan sonra pat diye kendimi yerde bulmuştum. Sert bir cisimle kafama vurulmuş ve kanlar içerisinde çaresiz bir şekilde yere düşmüştüm.      Gözlerimi açtığım anda karşımda dört tane kar maskeli ve silahlı adamlar görüyordum. Biraz da kendim de değildim. Bunun hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışıyordum. Derken aralarından biri yüzüme bir bardak su çarpmıştı ve bunun gerçek olduğunu o an anlamıştım. Başım fena halde derde girmişti. Ya öldürülecektim ya da kullanılacaktım. Hiç durmadan bunları düşünüyordum. Bu insanlar ya insan taciri ya da bir grup teröristti. Neler olacağını ve bana ne yapacaklarını korkmuş bir halde merak ediyordum. Derken odaya benim deli diye tabir ettiğim adam girmişti. ve hemen söze girdi. - 'Bana deli diyordun fakat kendin benden daha delisin. Çünkü ne yaptığını bilmiyor acayip işlere kalkışmak istiyordun. Seni uzun bir müddet araştırdıktan sonra kendimize uygun biri olduğunun fikrine vardık. Sen hem kolay lokmaydın hemde çok saftın. Seni istediğimiz gibi kullanacak ve satabilecek duruma getirebiliriz .Sen artık bizim malımız ve kaynağımızsın. Son olarak sana tavsiyem şu; bu hayatta hem deli olacaksın hemde ,asla  delilik etmeyeceksin. Keşke bunu sana ben daha karşına çıkmadan önce biri söylemiş olsaydı. Belki bundan ders çıkarır ve de buralara da gelmiş olmazdın ' diyerek lafının bitirdi.     Bende içten içe kahroluyor ve bundan sonra bana neler yapacaklarını çaresizce merak ediyordum. Tek isteğim sadece buradan kurtulmaktı... Peki şimdi ne olacak ?

1 yorum:

  1. gercek insanlar bence birer delidir.sözde olanlarda kendisini deli sanıp aslında gercekten "sözde" olanlardır.uyma onlara,deli olmak aslında daha güzel...

    YanıtlaSil