27 Eylül 2010 Pazartesi

Yeni Hayat....

   Hayatımı şu andan itibaren her anlamıyla değiştiriyorum. Kirli geçmişimi geride bırakarak yeniden doğuşuma merhaba demek istiyorum. Yapmak istediğim şey ise şuydu hiç bilmediğim bir ülkeye gidip orada yaşamak ve yeniden hayata tutunmak. Bunu tüm kalbimle istiyordum.
   Limana doğru varmıştım. Her zaman ki gibi yoluma  yapayalnız devam edecektim. Karaya yanaşan bir gemiye kaçak bir  ziyarette bulunup kendimi hiç tanımadığım bir yere atacaktım. Bu tür alışkanlıklar bir zamanlar en iyi  yaptığımı zannettiğim bir yeteneğimdi . Ben ve sırt çantamla limanda oturmuş karaya ilk ziyarette bulunan yolcu gemisine atlayıp denizlerden doğacak yeni hayatıma karışmış olacaktım. ve limana bir büyük bir gemi yanaşmıştı. Çeşit çeşit insanlar vardı içinde tatil gezisine çıkan bol paralı insanlar bende birazdan o gemiye binip onlardan biri gibi olacaktım.Gemiden inen insanların üç saat gezme süreleri vardı.  O gemiye binebilmek için bir adamın biletini çarpmak gerekiyordu .Benim gibi yalnız bir adamın ve ya oraya her halükarda girebilecek bir adamın biletini almam lazımdı. Gözümü orta yaşlarda birini kestirmiştim biletini bir çırpıta alıp o daha hiç birşey anlamadan gemiden içeri girip yerimi kapmış olacaktım. Fakat öyle birşey olmacaktı çünkü fikrimden vazgeçmiştim. Artık herşeyimi temize çekmek istiyordum. Çünkü  bir insanın benim yüzümden zor durumda kalmasını istemiyordum. Gemiye binmenin yollarını arıyordum. Yolcuların gemiye dönme saati de yaklaşmıştı. Bir ihtiyar gemiye binerken orada huysuzluk çıkardı görevlilerle laf kavgasına tutuşuyordu. Gemi görevlisi bir üst amirini çağırmak için bir kaç dakikalığına geminin önünden ayrılmıştı. Bende fırsattan istifade hızlı bir hareketle kendimi gemiden  içeri atmıştım. Sonunda gemiye girmeyi başarmıştım. ve önümde duran hayatın hayalini kurmaya çoktan başlamıştım bile .Özgürlüğün tadını sonuna kadar çıkarıcaktım. Gemi o kadar büyüktü ki o kalabalığın arasında kimse birbirini görmüyordu. Geminin her tarafını dolaşıyordum. Gemide her türlü eğlence aktivitesi vardı . insanlar paralarını saçmış doyasıya bir yolculuk geçiriyolardı. İnsanlarla anlaşabileceğim kadar ingilizce biliyordum. Avrupa ülkelerinde yaşamak için hiç bir problem yaşamazdım .Belki de hayatımın anlamını o ülkede bulabilirdim . Güverteye çıkmış hayaller kuruyordum. Hayatımın geri kalanında yaşayabileceğim hayallerdi bunlar. Önümden geçen insanlara gülümseyerek selam veriyordum. Kimseye  geminin nereye gideceğini sormuyordum. İneceğim yere kadar sürpriz olarak kalmasını istiyordum. O gemide sadece güzel bir hayatın iyi bir geleceğin hayallerine tutunmuştum. En güzel düşüncelerim güzel bir hayat ve beni o hayata sımsıkıya tutacak olan bir kadın. hayatımın tüm gerçekliğini yaşacacak kişi sanki gideceğim yerde onu arıyordum. Tanımadığım insanlara gideceğim yollculuk çok iyi gidiyordu . Usanmadan sıkılmadan her yeri geziyordum.Sanki her yerde başka bir dünya ya adım atıyordum. Biraz kırgın ve üzgündüm yine de her an kendi mutluluğumu düşünüyordum.
   Okyanusun derinlerindeydik. Sürekli denizi izliyordum. Akşam olmuştu. Bu gemide ki altıncı saatimdi her şey yerli yerinde devam ediyordu. Ta ki gemide ufak bir sarsıntı olana kadar. Sanırım gemi arıza yapmış veyahut bilmediğimiz bir şeyler oluyordu. Herkes güverteye çıkmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gemi personelleri oradan oraya koşup birbirlerine birşeyler söylüyordu. Kimse farkına vaarmamıştı fakat ben  anlamıştım.  Batıyorduk. Gemini sol uç köşesinde bir çatlak meydana gelmiş ve çok hızlı bir şekilde su alıyordu. Sanırım sert bir cisime çarpmıştık. Nasıl bir çıkışa varacaktık çok merak ediyorduk .Gemiden anons yapılıyordu. Kimsenin panik olmamasını ve birazdan suya inecek finikelere binmemizi söylüyolardı. Söylediğim gibi de olmuştu gemi içten içe batıyordu. O kadar hızlı şekilde su alıyordu ki bazı yerlerinde delik açılıp oralardan da su almaya başlıyordu. Bense daha yeni hayatıma doğru düzgün başlamadan en kötü anımı yaşıyordum. Bu kadar insana yetecek kadar finike yok gibi gözüküyordu. Sinyalle yardım almaya çalışıyorlardı. Ben panik halinde değildim çünkü hepimizin kurtulacağına inanıyordum. ve birden sağ alt köşeden gemi patlak verip sağa doğu yatıyordu. Anladığım kadarıyla gemi ters dönecekti ve çoğu insan geminin altında kalacaktı. Kadınlar ve çocuklar hemen finikelere bindirilmişti. Bende batmadan önce oradan kurtulmaya çalışıyordum. ve olan oldu gemi ters döndü  çoğu insan geminin altında kaldı bu insalardan biri de bendim.Yardım bir an evvel gelmediği taktirde havanın soğuk olmasına karşın ya beklemekten yada soğuktan ölüp gidecektik. Derin bir nefesle su yüzüne çıkmıştım artık gelecek yardımları bekliyordum.
   Bir kaç saat geçmişti. Etrafımda soğuktan donan insanlar vardı ve yüzme bilmeyen çoğu insan denizin dibine sürüklenmişti bile .Bense daha fazla dayanamıyordum. Bir an önce yardım gelmezse ,deniz benim başlamak istediğim hayatın son hatırası olacaktı. Daha fazla dayanamıyordum artık kendimi bırakıp asıl hayatım olacak öbür dünyaya kendimi bırakmış olacaktım. Yalnız geldim yalnız gidiyordum bu dünyadan. Geçirdiğim güzel saatler için Tanrı'ya son dualarımı ediyordum. ve kendimi okyanusun dibine doğru bırakmıştım içinden geçen son sözler şu oldu;
         Daha seni bulamadan kaybettim okyanusun en dibinde, seninle yaşayacak neyi hak ettim ki...


 

1 yorum:

  1. Yaşamı tarif etmeye kalksam eminim elime yüzüme bulaştırcam. O kadar bulanık, o kadar yanlışlarla dolu ve aksine o kadar net, o kadar doğrularla dolu bir yaşamım var ki... Ben bile bu karmaşanın içinden çıkamazken nasıl olurda sana yaşamı tarif edebilirim. Israrla açıklamamı istersen senin için sadece bir tek kelime söyleyebilirim... "Yalnızlık"

    - Bu yazının özeti de bu olsun.

    YanıtlaSil