28 Eylül 2010 Salı

Hafta Sonu Tatili...

   Ben ve arkadaşım hafta sonu tatilimizi geçirmek üzere ormanlık bir alana kampa gelmiştik. Hava oldukça soğuktu burada iki gece ve bir gün kalacaktık. Kamp yapmak için herşeyimiz tamdı. Ormanın derinliklerinde saklı bir ev vardı orası da arkadaşımın eviydi . Dedelerinden kalma ufak bir ev. Orası bize bir gece yeter de artardı bile. Balık tutmak için oltalarımız da hazır etmiştik. Eve iyice bir yerleştik.
   Öğle vakti göle doğru inmiştik. Akşam ki yemeğimizi avlamak için oltalarımızı habire salladık. Bir kaç saat gölün kenarında durduktan sonra şansımız varmış ki ,yaklaşık bir buçuk kilo üç çeşit balık tutmuştuk.Sıra gelmişti. Ateş yakmaya... biraz çıta ve yanabilecek otlaklar bulmuştuk. Onları da yakıp yemeğimizi ateşin ardında pişirecektik. Tatilimiz güzel ve keyifli gidiyordu. Balıklar tam kıvamında pişmişti. Elimize sağlık çok güzel yapmışız karnımızda doydu.Biraz orman gezintisinden sonra evin yolunu tutacaktık .
  Bu arada akşam oluyordu hafiften kar yağmaya başladı. Havanın kararmasıyla da birlikte hava iyice soğumuş ve çok sert rüzgar esiyordu.. Kar şiddetini biraz daha arttırdı. Koşar adımlarla evin yolunu tuttuk. Eve nihayet varmıştık. Fakat o rutubetli ev dışarıdan daha soğuktu sanki her yer buz tutmuştu. Evde soğuktan duramıyorduk. Şömineyi yakabilmemiz için dışarıdan kuru odun toplamamız gerekiyordu çevremizde de hiç yakacak hiç birşey kalmamıştı çünkü hepsini balık tutarken kullanmıştık. Birimizin dışarıya çıkıp yakacak birşey bulması gerekiyordu ya burada durup soğuktan ölecektik ya da kurtulmak için birşeyler yapmamız lazımdı. Kara kara düşünürken böyle olmayacağının kaatine vardık . Karar verdim ben dışarı çıkıp yakacak odun bulacaktım . Kar dışarıda beş cm'yi geçmişti. Kuytu bir yerde yakacak birşeyler bulacağıma inanıyordum. Evde hareketsiz duracağıma, birşeyler yapıp  bu durumdan kendimizi kurtarmamız lazımdı. Adım adım geziyordum. Elimde fener ve bir tane çuvalla ormanda dolanıyordum. Çok ağır bir yük bulursam taşıması  bu çuval sayesinde daha kolay olacaktı. Yakacak odun bulabilmem için doğru hareket etmem lazımdı. ve asla karda izimi kaybetmemeliyim.Yoksa bir daha geri dönemezdim.
   Kar şiddetini azalmıştı. Hava acayip soğuktu kimbilir havanın derecesi eksi kaçlardadır. Uzaktan kurt sesleri geliyordu. Umarım onlarla karşılaşmamış olurum.. Arkadaşım evde ne yapıyordu acaba ? Isınabilmek için birşeyler bulmuşmudur bilmiyordum. Çok geçmeden geri dönmem lazımdı. Ya elim dolu ya da boş dönecektim. Isınabilmemiz için yakacak birşeyler bulmam lazımdı. İleride kulübe gibi birşey vardı. Hemen oraya doğru yöneldim. Biraz dağınıktı ama nihayet içinde yakacak keresteler ve kütükler vardı sanki birileri onları bizim için saklamış... Bir kaç kilo ağırlığında odun yığınlarını toplayıp çuvalıma atmıştım. Eldiven olmasına rağmen ellerim tir tir titriyordu. Geri dönüş yolu çok önemliydi. Neyse ki elimde ki ekmek kırıntılarıyla yola işaret serpmiştim bu geri dönmeme çok yardımcı olacaktı. Birer birer ekmek kırıntılarını takip edip kaldığımız yere doğru yürüyordum. Bir buçuk iki saattir geziniyordum. Artık odunları yakıp ısınacaktık. Bu yakanak odunlar sayesinde geceyi bir nebze olsa atlatabilirdik. Fenerimin pili de zayıflamıştı. Neyse ki eve gitmem on dakikayı bulurdu. Pil bu süre zarfında beni edebilirdi. Bakalım arkadaşım bulduklarım sayesinde nasıl bir mutluluk coşkusuna kapılıp sevinecekti. Sonunda kazasız belasız bir tatil geçirmiş olacaktık.Eğer biraz daha dışarıda kalırsam soğuktan her tarafım donacaktı.
Artık evi görebiliyordum iki dakika sonra evde olacaktım .Odunları da bir güzel yaktıktan sonra keyifli muhabbetli  bir gece yine bizi bekliyor olacaktı. Sonunda eve varmıştım .Bakalım arkadaşım ben yokken ne yapmıştı. Çok yorulmuştum. Kapıyı bir kaç kez tıklattım. biraz daha vurdum fakat açmıyordu. Sanırım uyuya kalmıştı. Kapıyı biraz zorladım. İttim teklemedim sonunda kapıyı açıp içeri girmiştim. Arkadaşım dediğim gibi uyuyordu fakat soğuktan suratı bembeyaz kesilmişti. Fakat değişik bir halde yatıyordu. Ateşi yaktıktan sonra onu uyandıracaktım .Ya da o sıcak bir evde olduğunu farkedip kendiliğinden uyanacaktı.
   Şömineye bulduğum odunları yerleştirmiştim. Bir güzelde yakmıştım ev hafiften ısınıyordu. Uğraştım ve istediğim ayara getirmiştim. Bu ateş bizi sabaha kadar idare edebilirdi. Arkadaşıma bakıyordum da hiç hareket etmeden öylece yatıyordu. Bunun uyanacağı yoktu en iyisi kendim dürtmem lazımdı e doğal olarak yorgunluktan ve soğuktan halsiz düşmüştü . 
-Uyan hadi ! Odun buldum evi de ısıttım kalk bakalım . Sabah yola koyulmadan biraz da eğlenelim.
Fakat arkadaşımdan hiç bir ses soluk çıkmıyordu. Az nabzını yokladım. Nabzıda atmıyordu. Kalbide durmuştu sanırım arkadaşım soğuktan donup ölmüştü .Sırf ben odunları bulamadım diye kendisini buracıkta ölüme terketmişti ah salak kafam ne diye onu buraya getirtmiştim ne diye onu burada bırakıp odun toplamaya gitmiştim ki onuda götürmeliydim istememişti ama zorlamalıydım. Onuda götürmeliydim. Hayatım da geçirebileceğim en iyi tatil ,sonunda bana zehir olmuştu. Çok güzel başladığımız bu hafta sonu tatili büyük bir hüsranla son buldu. Çok üzülüyordum kendimi heba etmiştim ama ne fayda ve artık elimden hiç birşey gelmiyordu.
    Böyle olacağını nereden bilebilirdim ki ?
    Peki şimdi ne olacak ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder