26 Eylül 2010 Pazar

Takipçi...

  Bir Pazar sabahıydı.  Bugün hava  oldukça güzeldi. Güneşli sıcak bir hava vardı. Sabahın köründe ve ben yine sokaklardaydım ne diye zamanımın büyük bir kısmını sokaklarda şehri dolaşarak gezerdim bilmiyordum. Yine de hergün gezip dolaşmak istiyordum. Fakat keyif alamıyordum hiç bişeyden. Bugün bir başkaydı. Bugunün farklı geçmesini istedim. Diğer günlerden farklı birşey yapmak istiyordum. Değişik bir şey yapmalıydım. Düşündüm düşündüm ve sonunda ne yapacağımı bulmuştum. Bugün hiç tanımadığım bir insanın akşama kadar takip edip ne yapıyor ne ediyor gününü nasıl geçiriyor akşamı nerede bitiriyor. Takip edip neler yapacağını görecektim. Sadece bir günlüğüne bu çılgınlığa katlanıcaktım. Eğlenirmiyim bilemiyorum .İlk önce kendime bir insan seçmeliydim. Ansızın birini yakalayıp onu bugünkü takibime alacağım. ve neler yapacağını göreceğim.En güzel taraf ise o insan bunların hiç birini ne görecek ne de anlayacaktı .Artık kendime takip edeceğim bir insan seçmeliyim.
   Caddenin sağ köşesinde ki bir dükkandan güzel orta boylarda sarı saçlı güzel bir kadın beliriverdi. Sanırım kuaförden çıkmıştı. Bugun kü güzelliğini hazırlamış ve gününe başlamış olacaktı. Özellikle üzerinde gri ve beyaz tonlarında kıyafetler vardı. O güneş renkli saçlarıyla da çok uyumlu olmuştu.
   Güzel bir binadan içeri girdi. Sanırım burası iş yeri değildi. Her halde Pazar günü olduğu içinde çalışmıyordu. Ben ise dışarda onun çıkmasını bekliyordum. Nerede kaldı bu kadın.Hele şükür çıkmıştı. O binada iki buçuk saat kalmıştı beklerken ne de çok sıkılmıştım. Bakalım bundan sonra nereye gidecekti. Güneş saçlı kadın caddede ki tramvaya bindi. Bende onunla birlikte bindim. Yan taraftaydım. İşin kötü tarafı yüzünü çok net göremiyordum bir de güneş gözlüğü takıyordu. Yine de saçlarından asla onu tanımayıp kaybetmezdim.
Bir kaç durak sonra indi. Önümüzde büyük bir alışveriş merkezi duruyordu. Galiba oraya girecekti. Girdi de bakına bakına geziyordu . Yürüyen merdivenle üst kata çıktı. Bir giyim mağazasına girdi .Bende o sıra dışarı da beklemiş sağa sola bakıyordum. Kendine bir kaç elbise aldı. Bir kaç mağaza daha gezdi ne var ne yoksa bakıyordu erkek kıyafetleri de bakıyordu parmağında ki yüzüğe de bakacak olursak bu kadın evli biriydi. Güzel bir mağazadan iki tane kareli gömlek bir de pantolon almıştı. Girdiği bir mağazada çok vakit harcıyordu. Torba torba alacaklarını  almıştı da benim de hiç mi hiç farkıma bile varmıyordu. Uzun bir sürenin ardından alışveriş merkezinden dışarı çıkmıştık. Hava kararmıştı. Güneş saçlı kadının peşinden giderek akşamı da getirmiştim. Bakalım bundan sonra bir yere uğrayacakmıydı. Yoksa direk evine mi gidecekti . Gözlerim hala kadının üzerindeydi. Bundan sonra nasıl hareket edeceğini çok merak ediyordum. Yine cadde üzerinden bir tramvaya bindi. Sabah çıktığı kuaförün yakınlarında inmişti. Sanırım evinin yolunu tutacaktı. Tabi ki öyle olmadı. Bir sokaktan içeri girdi ve o sokakta bulunan bir markete girmişti sanırım meyve ve sebze alacaktı dediğim gibi de oldu bir kaç kilo elma ,domates ,biber ,fasule, patlıcan evin ihtyacı olan tüm ürünleri almıştı. Marketten çıkıp dümdüz yürüyordu. Sağ sokaktantan dönüp devam etti. Bense kadına öyle bir dalmıştım ki neredeyse evinin içine kadar girecektim . Beyaz bir binadan içeri girdi. Binaya doğru düzgün bile bakmadım. sanırım evine gelmişti. Güne güzel başlayıp güzelde bitirmişti. Gereken ne varsa tek başına yapıp  o günü dolu dizgin geçirmişti. Bense bugünü yine yok yere akşam etmiştim .Biraz daha dolaşıp evime gidecektim. Uğramam gereken bir kaç yer vardı. Sonra sıcak yuvama bugunde kavuşmuş olacaktım.
  Anahtarımı cebimden çıkarıp evden içeri adımımı attım. Eşim her zaman ki gibi mutfakta yemek pişiriyordu. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Gidip bakmak istedim. Dünya güzeli güneş saçlı bir kadın vardı içeride. ve bana sıcak bir gülümsemeyle hoşgeldin dedi. -Sana hediye aldım umarım beğenirsin . Ben ise bembeyaz olmuştum. Çünkü bütün gün takip ettiğim kişi bir an olsun tanıyamağım yıllardır birlikte yaşadığım hayat arkadaşım çıkmıştı. Bütün gün takip ettiğim kadını tanıyamamıştım. Ki ben bütün gün boş boş gezerken günümü garip bir olayla atlatmaya çalışırken . Dünyalar güzeli kadınımı akşama kadar tanıyamamıştım. O ise bütün gününü ailemize yararlı olacak şekilde geçirmişti. Kendimden hiç bu kadar utanmamıştım.
   Saçların çok güzel olmuş hayatım dedim .Ne zaman boyattığını sordum.
- Hep böyleydi zaten... dedi. ve bittim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder