Şimdi ben bir ayıcıksam...
İnsanlara güzel görünen ve her daim mutlu eden bir ayıcık olarak dünyaya geldim. Beni bir fabrikada ürettiler. Yani anlayacağınız bir fabrikasyon ürünüyüm, kare kodum, sertifikam ve onay belgem bile var. Tabii bu sonradan bana kimliğimin resmiyet kazanması için eklenen şeyler. İçimi önce elyaf, pamuk ve polyester gibi yumuşacık şeyler ile dolduruyorlar. Sonra dikiş makinasıyla bir güzel dikilirim. Bazen boynumda bir şal, papyon ya da kurdela olur. Bazen gerekli görürlerse başıma şapka bile eklerler. Kocaman bir burnum ve bir çift gözüm olur genellikle kahverengi, biz sevimli ayıcıklar genellikle dünyaya kahverengi ya da siyah gözlerle geliriz. Mavi gözlü bir ayıcığa hiç rastlamadım mesela. Gözlerimiz boncuk gibidir, zeytini andırsa da düğmeye daha çok benzer. Bazı çocukların onu düğme zannedip üzerine sıkıca bastığı bile olur. Ama sadece sert bir plastikten ibarettir. Hep aynı yere baksak da biz ayıcıklar her şeyi görürüz. Sadece görmek istemediklerimizi görmezden geliriz o kadar, tıpkı sizler gibi... Biz sevimli peluş ayıcıklar ne kadar sevimli ve güzel görünsek de aslımız olan ayılara hiç benzemeyiz çünkü onlar yabani ve evcil değildir. Mizacı sert yaratıklardır bizim gibi eve avuca gelmezler küçük bir kutuya sığmazlar. Bir ayıyla sarılarak uyumak mı asla! onu ancak bizimle yapabilirsiniz. Biz ayıcıklar insanlara hediye olarak verilmek için dünyaya geliriz, bir nevi mutluluk aracı da sayılabiliriz. Ben ise belki bir çocuğun doğum günü hediyesi belki de bir sevgilinin yıl dönümü hediyesi olacağım. Ya bir çocuğun kollarında beraber büyüyeceğim ya da bir sevgilinin sevgilisini hatırlarken sarılacağı sevimli bir mutluluk aracı olacağım. Acaba bir çocuğun elini tutabilecek miyim? ya da en kötüsü, beraber büyüdükten sonra kenara itilecek miyim? Veya bir sevgilinin sevgilisine kızdıktan sonra duvara fırlatılan o an nefret edilen eşyasına mı dönüşeceğim. Hiç bilmiyorum. Zamanı gelince nereye gideceğimi hepimiz beraber göreceğiz.
Bizi fabrikalar hazır hale getirdikten sonra güzel bir şekilde ambalajlar ve daha süslü ve göz alıcı bir hale dönüştürür. Sevimli ayıcıklar o dakikadan sonra biraz daha havalı olur. Kutusunda bile ayrı bir hava vardır. Ya bir oyuncakçının tezgahında sergilenir ya da bir depoda dağıtıma gitmek için aylarca kapalı olan kolilerin içerisinde bekletiliriz. En sonunda birinin kucağında buluruz kendimizi. Ne kadar kalacağımızı ne sahibimiz ne de bizler bilebiliriz. Her ne kadar bizden çok olsa da, ne kadar çok birbirimize benzesek de, hepimizin kendi içinde kocaman bir yalnızlığı vardır. Çünkü biz biraz da yalnızlığı temsil ediyoruz. Yalnız olan ufak bir çocuğun en yakın arkadaşı bazen ise tek arkadaşı ya da sevgiliden geriye kalan eski bir anı olarak kalıyoruz. Birine ait olmanın en güzel yanı ne biliyor musunuz? En güzel yanı sahiplenmemiz ve bir ismimizin olması, sahibemiz bizi avucunun içine aldıktan sonra, hemen bize bir isim takar ve ilk günler en sevilen arkadaş biz oluruz, bize isimlerimizle bile seslendikleri olur. İşte o zaman kendimizi yalnız hissetmeyiz. Bizim yalnızlığımız odada kimse kalmadığı anlarda başlar. Biz çok yalnız kalırız hem de çok...Kenara itildiğimiz de olur bazen ise bir köşede unutulup gideriz.
-Ben de o gün güzel bir şekilde hazırlanıp süslenmiştim, kime gidecektim acaba? Güzelce ambalajlanıp bir kutunun içerisine kondum. Karton kutumun üzerine kanserojen madde olmadığım, makinada yıkanamayacağım, 3 yaş ve üzeri çocuklar için uygun olduğum bile eklendi. Belki garanti belgem bile vardır. Hani olur ya belki polyesterim içime fazla gelmiştir bir anda dikişlerim patlar popo bölgemde bir açık meydana gelir. Geri gönderilirim. İade edilen geri dönüşü olan bir ayı olmak istemem. Ben sevimli bir ayıcığım ve görevim görüldüğüm andan itibaren insanları mutlu etmek. Belki en anlamlı ve en güzel hediye olurum kim bilir.
Hoppaaa şimdi gidiyorum bir çift soğuk elin içine bırakılmaya acaba nereye?...
devam edeceğim
Not: Bu hikayeyi son günlerde içli dışlı olduğum sevimli arkadaşlarım için yazdım. Onlara ithafen. Bir de şu an gökyüzünde olan birine.
Emeğinize yüreğinize sağlıkgerçekten çok keyifle okudum Benim de çocuğumun bir ayı sı var ve onu çok Seviyor onsuz uyuyamıyor Yazılarınızın devamını bekliyoruz
YanıtlaSilÇok güzel bir hikaye olmuş. Devamını merakla bekliyoruz =))
YanıtlaSilBen de bir pandayım. Ne olmuş yani :)
YanıtlaSil