29 Aralık 2014 Pazartesi

Tükenmek

     Konuşamıyorum diyor. Anlatsa dağ gibi dertleri var. Öylece geçiyor hayattan. Anlatamıyorum diyor sürekli. Dinlemiyor. Göz yaşları bir ırmağın sonsuz kesintisi gibi sert, akışkan ve çarpıntılı bir şekilde, dağılarak akmaya devam ediyor. Kaya gibi sabit ve olduğu yerde sapa sağlam duruyor. Duymuyor. Duymak istemediği zaman gecenin laciverdi gibi keskin ve sonsuz oluyor. Bir acının üzerine yoğunlaştırmış bir kütle gibi adım adım parçalanıyor.Ödünç verdiği duyguları geri almaya çalışıyor. Zamanı tanımlayamıyor. Soğuk diyor bazen. Geceleri yalnız ve yoğun oluyor. Tarifini bilemediğimiz karanlık telaş, açılmasını istediğimiz bir kavanoz kapağı gibi sert ve yapışkan bir şekilde sarmış etrafını...Açılmayacakmış gibi sonsuz sertlikte ve bu güce hükmetmeye cesareti yok. Tekrar gidiyorum diyor. Söylerken en zorlandığı kelimeydi bu. Basite indirgediği tüm avuntular kalbe işlenmiş bir bıçak yarası gibi iz taşıyıcı ve yoğun bir kan dolaşımına yol açıyor.  Köreliyor umutları. Hayatı istemiyor. Sapladığı bıçağın farkına varmasına daha zaman var. Güvenemiyor bir türlü doğrulara ve yanlışlara. Bir akşam uyuyor. Bir akşam düşünüyor. Bazen sabah oluyor. Bir akşam gidiyor. Yalnızca soru yok diyor. Cevabını bildiğimiz bütün sorunların üstesinden gelmesini gayet iyi biliyor. Tarifi olmayan duyguların baharatı hep eksik şu an. Soğuduğu zaman yenmeyen yemekler gibi tadı tuzu yok hiçbir şeyin. İnat değil bu diyor. Ne dediğini bilmemek istiyor bazen.Onun için sonsuz boşluk sadece doluluktan ibaret. Vedâ diyor. Vedaların adil olmadığını hiç bir zaman kabul edemiyor. Adalet sağlamak için birilerinin vücutlarına zarar vermenin dozunu kaçırmamak gerektiğini anlamak bile istemiyor. Tek istediği şey istememek. Sabah güneş doğmuyor diyor. Bir çocuğun gözleri gibi masum değil hayat. İstemediğim her şey devamlı karşıma çıkıyor diyor. Anlatsa, dağ gibi dertleri var.Anlatamıyorum diyor. Susmak Tartaros çukuru  kadar derin ve belirsiz. Düşüncelerin dökülmediği tas her zaman boş kalır diyor. Sürekli, uydurulan hayallere inanmakla mükellefiz diyor. Akşam olmasını bekliyor. Sonra sabah olmasını istiyor. Güneşe ve aya  hiç olmadığı kadar uzakta duruyor. Gökyüzündeki yıldızları her gece amansızca parçalıyor. Hava hep karanlık diyor. Yalnızlığının içerisine bıraktığı kuruyan o çetremsi tatla bir türlü ifade veremiyor. Bir gün bulut diyor. Bir bulut kadar özgür ve hafif olmak istiyor. Kimi zaman var kimi zaman yok. Şeffaf kalmak istiyor. Zararsız olmak istiyor. Zarar veriyor.' Anlatamadığı tüm duyguları şehrin grisi kadar bulanık ve suskun. Çaresiz tüm konuşmalar ve anlaşılamayan şu yok edici telaş.'Anlatamadığım ayrılıkların, ayrıntılarını anlamıyorum diyor.Uzattıkça uzatıyor. Kaybolduğu her an aslında geri dönüyor. Düşünceleri boğazına düğümlerken hıçkırıklara boğuluyor. Hep bir tarafı eksik kalıyor. Tamam diyor. Tamam dedikçe devam ediyor. Kalbi kadar büyük olan samimiyetiyle her şeyin sona ermesini istiyor. Karmaşık duyguların esas kahramanı.Susuyor.. Sonra bu yazı buradan bitmez diyor.

Tıpkı duyguların tükenmediği gibi.

diye ekledi Kadın. (k büyük)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder