20 Ağustos 2020 Perşembe

Hayata ve Sana

"klasman dışı"

Hayat_a:

Yeniden dünyaya gelmeyeceğimizi düşünerek yazıyorum. Bir daha bu günlerin yaşanmayacağını varsayarak. Bu günler bir daha geri gelmeyecek ve ben burada olmayacağım. Uçurumun kenarında ayaklarımı sallandırırken yerle gök arasında bir karışıklık mesafe varmış gibi geliyordu hayat bana. Her mesafe biraz daha yakınlaşmış ve biz dünyanın sonuna gelmişiz gibiydi sanki . Bir yanım akıllı bir yanım değil. Fazla zeki sayılmam yarım akıllı diyebilirim. Bir tarafım eksik bir tarafım hiçbir zaman tamamlanamadı. Hislerimi aradım yıllar boyunca, nerede kimde diye, en nihayetinde bulamadım. Düşünce bankasına yatırdım tüm birikimimi. Belki ihtiyacım olur belki değerlenir, ileride kullanırım diye. Yıllarca öylece bankanın içinde durdu kaldı. Bir an olsun harcamayı düşünmedim. Düşünecek zaman dahi olmadı. Düşüncelerimi hep öteye sıkıştırdım hep orada sakladım. Sonra düşünürüm dediğim her şey beride kaldı. Düşünce bankası kendim için çok güvenilir bir yer çünkü tek ve kıdemli müşterisi benim. Ve ben gidince mirasım da benimle gidecek en güzel yanı da bu. Düşünce bankası tüm düşünceleri itina ile saklar ve biz isteyene kadar da ona dokunmaz. (ufak bir anı geliyor) Geçen gün bir kediye "Naber kedi?" diye seslendim. Kendisinin isminden bihaber olduğunu düşünerek. Kediler onlara naber kedi diye seslendiğimizin farkında bile değil. Hatta sahipleri tarafından bizlere konulduğu gibi isimleri bile var. Ama onlar kedi oldukları gibi isimlerinin pamuk, ponçik, zilli, ferhunde olduğunu bile bilmiyor. Biz her şeyi biliyoruz ama hala kim olduğumuzun bile farkında değiliz. Hayattayız fakat neresindeyiz bilmiyoruz. Belki bilenler vardır fakat onlar şu an evinde duvarların ne kadar düz olduğunu anlamaya çalışıyor da olabilir.

Sen köşesi;

Sana ne desem bilmiyorum. Hayatın, istasyonlarında mola bile vermeyen bir tren gibi akdığı zaman dilimlerinin birinde girmiştin hayatıma ve yerleşmiştin bir en özel köşesine. Yerin de güzeldi uzaktan bakıldığında. Başlarda her şey iyiydi hoştu ama birden değişimin kendisi gibi 0 da değişti. Nereden bilebilirdim ki hayatıma çıkmak için girdiğini?.. Tabi bir şeyler başlarken bitecekmiş gibi gelmez en başlarda. Bir şeylerin her zaman sonlanacağını biliriz ama yine de en sonuna kadar bitmesini bekleriz ya işte öyle. Hep bir yanımda vardın. Tamamlarsın sandım tüm eksiklerimi. Seninle konuşmayı bir şeyler anlatmayı severdim. Doldurdun içimi huzurla, sevgiyle ve sonra bir toz bulutu gibi kayboluverdin. Bir ay ışığı gibi gecenin koynuna yerleşmişken kararıvermesini de çok iyi bildin. Işığın gecenin en güzel rengiydi ama sanki bir tuşla kapanmış oda lambası gibi bir anda kararı verdi. Böyle Tuna Kiremitçi gibi romantik, ezbere basit cümleler kurmayı sevmem ama şu an gelişi güzel yazmayı dert edindim. Hayata ve sana yazarken teşekkür mü etmeliyim veda mı etmeliyim bilmiyorum. Hayatta en çok kullandığım kelimeler; (sırasıyla) sanırım, bilmiyorum, acaba? konuşurken bile kendimden emin değilim. Hiçbir zamanda olamadım. Yalnız sen köşesinde seni ağırladığım için bir yandan mutluyum aslında.
   
"ve"

Bir bağlaç olarak aramızda gezinen ve hemen hemen her cümle arasında kullandığımız "ve" işte en sonu sana bırakıyorum. Çünkü sana ve hayata bir şeyler anlatırken son olarak sana da bir şeyler söylemek gerekiyordu. Hayatım boyunca hiç aklıma gelmeyecek insanlar, beynimde ufacık yer bile kaplamayanlar bana sanırım en çok zorluğu siz çıkardınız. Sizlere yer açmak bile istemiyorum. Sona duygusal bir şeyler saklamak istedim ama bulamadım. Duygularımı hangi ağaç altına gömmüştüm, üstünden kaç mevsim geçmişti, yerine manzaralı bina mı yapıldı hiç bilmiyorum. Adresi ben de yok eğer bir gün bulursam toprağın ya da taşların altından bulup çıkaracağım. Bir de çıkarsa işte siz beni o zaman görün. (Eğer görebilirseniz)

Bunca can döner mi geriye? Hayat bize şu an yaptığını tekrar yapar mı, aynı şeyleri tekrar yaşar mıyız bilmiyorum. Düşüncesi bile insanı tüketmeye yetti ve arttı bile. Yeniden dünyaya gelsem yeniden seninle tanışır mıyım, oraya büyük bir soru işareti bırakalım (?) Bilinmez, belki de ben bir böcek olurum kim bilir? Sen ise bir yonca.

Şimdi gideceksek eğer nasıl geri döneceğiz dünyaya...

Güzel bir kutlama. İyi ki yazdım!...

öyyyflesine

2 yorum:

  1. bu güzel yazınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Sitem dolu bir yazı olmuş. Ama üslubunuz güzel. Kalemin hakkını veriyorsunuz samimiyetle söylüyorum :))

    YanıtlaSil