28 Şubat 2015 Cumartesi

Sevgili Günlük

Rüyamda güzel kokulu kadınlar gördüm, ellerini tutamadan ve gözlerine dahi bakamadan uyandım. Mutlu bir gün olabileceği düşüncesiyle uyanmamıştım. O nedenle mutlu bir günün sabahına da merhaba diyemedim. Mutlu bir sabaha uyanmakla ilgili ise hiç bir derdim yoktu. Sadece uyanmıştım o kadar.  Dün günlerden Pazartesi’ydi ve dünkü Pazartesi’nin diğer Pazartesi'lerden farkı, bana sadece diğer Pazartesi günleri gibi davranmasıydı . Pazartesi yine aynı Pazartesiydi. 
Bugünün adı ise Pazartesi değil. 

Sokağa çıktım,  1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,.... derken 745 adım atarak yürüdüm. Her adımını birer birer saydım. Ve geriye ise 794 adımda döndüm. O kısma daha sonra geleceğim. Yolu uzatmış ya da daha ufak adımlar atarak geri dönmüş olabilirim bilmiyorum. Bu durumun pek farkında değildim.  Yolda ilerlerken 300 ve 400 adımlar arası güzel bir kız gördüm ve onun beni görmediğini çok iyi biliyorum. Bildiğim tek şey var o da beni görüp görmemezden geldiği. Yanı sıra yoldan geçen bir adam daha gördüm ve o beni kesinlikle gördü. Bazı adamların beni görebilme kabiliyeti var. Bunu biliyorum. Kesinlikle görebilirler. Havada bakarken rengini bilmediğim bir gökyüzü, yerde ise yürüyen kuşlar gördüm. Kuşlara neden uçmadıklarını ve yerde yürüdüklerini sordum. Cevap bile vermediler. Pek günlerinde değillerdi sanırım.  Yürümeye devam ederken yolda 3 karıncaya rastladım ve avucuma koydum. Karıncalara sizi ezecek kadar kötü bir yüreğe sahip olmadığımı söyleyerek güven tazeledim. İleride arkadaşlarım olmalarını dilemek kaydıyla geri yerlerine bıraktım. Vicdanım onları ezecek kadar büyük değildi. Ben yürürken bazı yerlere yağmur yağdı ama ben ıslanmadım. Çünkü benim yürüdüğüm sokaklara yağmur damlalarını almamışlardı. Sırasıyla yürüdüm adımlar ve adımlardan sonra biraz daha adım. Bazen durup nefes alabiliyordum. Kanser vücuduma bir virüs hızında yayınlamaya ve her yanıma bulaşmaya devam ederken eridiğimin farkındaydım. Sokaklar, ışıklar yandığında bile daha karanlıktı. Kendimi iyi hissedebilirim diye yürümekten başka bir şey yapmıyordum.


Eve geldim ve uyudum. Uyudum derken gerçekten uyumamıştım aslında. Yazı bitsin diye uyuduğumu belirtmek istedim. Yaklaşık 800 adımlık bir günde neler yapılabilir kısaca anlattım. Böyle kısa bir hayat. Sayfalar uzun süre boş kalabilir.
Hiç değilse denedim.

RB’a ve bana.
                                                                                                                                                       Kıyıköy yakınları..

1 yorum:

  1. Evrenin her hangi bir yerinden koşarak geldin, biliyoruz. Çünkü burası senin yerin. Unutma! Bu fanzin, kuruyan her şeyi yeniden ıslatmak ve nihayetinde yeşertmek isteyen herkesin. Sen de yazılarını göndererek, ıslatabilirsin yaşamı, doğayı, insanlığı, umudu, çocuk gülüşleri...

    Kuru Fanzin muhtemelen hafta bir sayı çıkmak üzere piyasaya sürüldü. Sen de Tüm Türkiye'ye basılı olarak ulaştırılacak olan bu fanzin'de yazmak istiyorum diyorsan, hemen tıkla > Kuru Fanzin

    YanıtlaSil